İlk prototip denemesi İstanbul Boğazındaki yüzeysel su akıntılarında yapılacak. 2011-2012 yıllarında çalışmalarına başlanan, 2013 yılında TÜBİTAK tarafından kabul gören ve aynı yıl Erciyes Teknopark’taki şirket kurulumunun ardından patent alımları yapılan projenin amacının, düşük akarsu ve rüzgar hızlarında yüksek kapasiteli enerji üretmek olduğunu söyleyen Çıklaiblikçi, jeneratörlerin bu özelliğiyle dünyada önemli bir yer alacağını ifade etti. Birbirlerine zıt yönlere dönen çift pervane ile bileşke hız iki katına çıkarılıyor Rüzgar ve Akarsu Türbinleri İçin Yeni Nesil Jeneratörprojesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSBAK A.Ş. ve BTM tarafından düzenlenen; World Cities Congress 2018’de İnovatif Çözümler Kategorisinde 1.lik ödülünü aldıklarını belirten Çıklaiblikçi, türbinlerin çalışma prensiplerine dair şu bilgileri verdi: “Rüzgar türbinleri 2 ayrı pervaneden oluşuyor. İster dikey, ister yatay rüzgar türbinleri olsun tek pervane yerine çift pervane kullanıyoruz. Pervaneler kanat açılarındaki farklılıktan dolayı birbirlerine zıt yönlere dönüyor. Jeneratör içinde sargı ve mıknatıslarınbulunduğu bölümlere bu hareketi aktararak birbirlerine zıt yönde döndürdüğü için bileşke hızı 2 katına çıkıyor. Bu zıt yönlü dönme sonrasında bileşke hız 2 katına çıktığı için hızın küpüyle orantılı olan güçte 8 kat artış elde edilebiliyor. Ancak burada anlık olarak yüksek güç üretiminden değil, zamana bağlı olarak artan enerji üretiminden bahsediyoruz.” Akarsu üzerinde ilk denemeninİstanbul Boğazında yapılması planlanıyor İstanbul Belediyesi ve Marmara Üniversitesi ile birlikte Boğazlardaki yüzeysel akıntıları değerlendirmek üzere deneme çalışmalarına başlayacaklarını kaydeden Çıklaiblikçi, “Türbinlerimizin bir başka farkı da, diğer türbinlerin düşük kapasitelerde üretim yaptığı koşullarda bile bizim türbinlerimizin daha yüksek verimle enerji üretmesidir. Bu bakımdan özellikle Boğazlarda yüzeysel akıntı çok müthiş. 0-10 metre derinlikte, 5 knot ile 7 knot arasında değişen akıntılar var. İstanbul Belediyesi ile Marmara Üniversitesiyle birlikte ortak bir proje yaparak bu akıntılardaki enerjiyi değerlendirmek istiyoruz. Bu bağlamda ilk denemelerimiz Boğazlarda başlayacak” dedi. Türbinler genel elektrik kesintilerinin etkisini azaltacak. Projenin bir başka boyutunun da, bölgesel üretimleri arttırarak 31 Mart 2015 tarihinde meydana gelen genel elektrik kesintisi benzeri kesintilerin etkisini azaltmak olduğuna dikkat çeken Çıklaiblikçi, “Enerjiyi bir yerde üretip bir yerden tüm ülkeye dağıtmak yerine, her yerde kurulan küçük küçük akarsu, rüzgar tribünleri ya da güneş panelleri ile dağıtım ve iletim kayıplarının azalacaktır. Tek yerden dağıtımda birbirine bağlı sistem arızaları daha çok meydana gelecektir. Ama sistem birbirinden bağımsız olduğu zaman arızalar her yere yayılmayacaktır. Yani küçük küçük birbirinden bağımsız sistemlerden bahsediyoruz. İnşallah ülkemiz için kullanımı fayda sağlar” diye konuştu. Yatırımcı arayışları sürüyor
Halihazırda yatırımcılarla sıkı temaslar halinde olduklarını dile getiren Çıklaiblikçi, tüm potansiyel yatırımcılara açık olduklarını sözlerine ekledi. İstanbul Belediyesi ve Marmara Üniversitesi ile birlikte Boğazlardaki yüzeysel akıntıları değerlendirmek üzere başlanacak deneme çalışmalarında, Marmara Üniversitesinden projeye dahil olacak, Teknoloji Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ümit K. Terzi’nin ifadelerine göre; elektrik üretimi için uygun olmayan rüzgar debilerinde bile verimli bir şekilde elektrik üretebilme yeteneğine sahip bu yeni nesil türbinler ülkemizin düşük potansiyelli bölgelerinde bile elektrik üretimini mümkün kılacak. Geliştirilen yaklaşım ile konvansiyonel türbinlerin hız gereksinimleri yarı yarıya düşürülecek ve rüzgar türbinlerinde karşılaşılan bir çok önemli problem devre dışı bırakılacak.